Esma, savcı babası Çetin gibi, hayatını adalete ve hukuka adamış idealist bir avukattır. Yıllar önce yaşadığı trajik bir olay sonrası onun ve tüm ailesinin hayatı değişir.
Artık ya geçmişte takılı kalacak ya da yoluna devam edicektir. Esma, ikinci yolu seçer. Üzerinde çalıştığı davaların yanı sıra, gönüllü olarak Üstlendiği davalarla da ilgilenir. Bu dosyaların birinde, sırlarla dolu bir suçu ispat eder. 14 yaşında engelli bir çocuğun başına gelenleri ortaya çıkarır. Bu başarı onun ‘sessizlerin sesi’ olması için ilk asımdır.
Neredeyse her gün bir kadının öldürüldüğü ülkemizde, Kadınların kim Tarafından , neden öldürüldüğü tespit edilmedikçe; adil yargılama yapılmayıp şüpheli , sanık ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça, önleyeci tedbirler uygalanmadıkça şiddetin boyut değiştiricek sürmeye devam edeceğini her fırsatta dile getiren Esma, Bir dava sonrasında tanıştığı ve kendisine yol arkadaşlığı yapacak Filiz’i de yanına alarak, adalet arayan kadınların sesi olmak için yola çıkar. Bu yolculukta gizemlerle dolu Serdar da onlara eşlik edecektir.